Düzce, İstanbul ve Ankara arasında, her ikisine de iki saat mesafede yer alan şirin bir ilimizdir. Doğa, tarih, turizm, sanayi ve ticaret bakımından oldukça zengindir. MÖ 1390 yılında Üskübü (Konuralp) de Hititler ile başlayan tarihi, Bitinya, Roma, Bizans, Selçuklu ve 1323’te ki fetih ile Osmanlı medeniyetlerine tanıklık etmiştir. Bataklığın kurutulması ile birlikte 1871 yılında bugünkü Düzce ilçe merkezi olmuştur. Özellikle 12 Kasım 1999 depreminde büyük ölçüde harap olan şehrin sakinleri, ikametgah olarak deprem konutlarına kaydırılmıştır.
Oldukça kozmopolit bir şehir olan Düzce, Manav (Türk), Arnavut, Çerkez, Abaza, Laz, Tatar, Gürcü, Macır (muhacir), Kürt, Çingene gibi bir çok etnik kökeni, TÜRK üstkimliği altında birleştirmiş, kaynaştırmış ve halen iç içe yaşamalarına imkan sağlayan bir yapı oluşturmuştur.
Türkiye’nin her bölgesinde yeni tanıdığınız birine “Nerelisin?” diye sorulur ve cevabı takiben devam edilir “içinden mi?” diye… Düzce’de ise “hangi millettensin?” diye sorulur. Böylesine enteresan bir diyardır yeşil Düzce… Bu kozmopolit yapı, halkın damak zevkini de oldukça çeşitlendirmiş ve geliştirmiştir. Arnavut böreği , Çerkez tavuğu, Şıl börek, Katlama, Boşnak böreği, Höşmerim, Lepsi, Mamursa, Haluj, bu gelişmiş damak zevkinin birkaç numunesini meydana getirir. Bütün bunların dışında ve en başında ise DÜZCE KÖFTESİ ve ARNAVUT CİĞERİ tartışmasız olarak yerini alır. Akçaabat, İnegöl, Tekirdağ köfteleri gibi bir reklam olayına girilmediğinden Düzce köftesi, yöre halkına ve meraklısına hitap etmiştir. Yakın zamanlarda 50 seneyi aşkın hizmet vermeğe devam eden ARNAVUT KARDEŞLER LEZZET KÖFTECİSİ önderliğinde kalite çıtası yükseltilmiş ve gün be gün –mesela Ezine peyniri gibi- markalaşma yolunda hızla ilerlemeye başlanmıştır. Bu kalite, hijyen, lezzet yolunun önderi ARNAVUT KARDEŞLER LEZZET KÖFTECİSİNİ KURAN ve 50 yıldır faaliyetleri sürdüren, kurucularından bugünlere bir pencere açalım.
TARİHÇE
Merhum Cumali Ağa (Bakangöz) (d: Prizren 1893 – ö: Düzce 21.08.1988) Kosova Eyaleti, Prizren Sancağının Radomir köyünde, doğmuştur. Babası Yusuf Efendi, Annesi Fatma Hanım’dır. Çocukluğunda Balkanlar ve Rumeli yangın yerine dönmüş, isyancı çeteler halkı kırmaya başlamış, şeklen olmasa da fiilen kaybedilmiş vatan topraklarından kopma zamanı gelmiştir. “Herkes nereye, Biz de oraya” sözü dillere dolanmıştır. “Herkes nereye?” Dersaadet’e, Yani İstanbul’a... Padişah-ı Ruy-i zemin, Halife-i Müminin’in olduğu yere... Balkanları kaybetmiştik… Bütün Rumeli, çılgın bir kafile halinde İstanbul’a akıyordu...
Cumali Ağa da bu bedbaht kafilelerden biriyle İstanbul’a, akrabalarının bulunduğu Fatih semtine gelmiştir. Burada Meryem Eşiyok “Leme” (d: Prizren 1909 – ö: Düzce 07.07.1984) Hanımla evlenmiştir. Prizren’den sökülen köklerini, yeniden ve başka topraklara hem manen hem de maddeten daha sağlam dikmek amacındadır. Benzer iklim şartlarına sahip Düzce’ye dayılarının yanına yerleşir. Cumali Ağa, Düzce’de tarım ve -daha ziyade küçükbaş olmak üzere- hayvancılıkla uğraşmaya başlamıştır. Kısa zamanda dürüst bir ticaret hayatı sürdürerek, başarılı bir tüccar olmuştur. Cumali Ağa, adam gibi adamdı. Sağlam karakteri, düzgün yaşam tarzı ve iyi bir aile babası olarak çevresince sevilen ve saygı duyulan biri olarak geri kalan yaşamını Düzce’de idame ettirmiştir. Bir daha sökülmemek üzere kendi ailesinin temelini atmış ve Düzce’de vefat etmiştir.
Cumali Ağa ve Meryem Bakangöz evliliğinin 9 çocuğu olmuştur. Bunların ilk dördü Maksut, Yusuf, Arif ve Nursel ya doğduklarında yada küçük yaşlarda vefat etmişlerdir. Daha sonra geriye kalan Adil, Ayfer, Aysel, Mustafa adlı çocukları halen yaşamakta olup en ufak kardeşleri Hayri, 07.06.1998, tarihinde Düzce’de vefat etmiştir.
KURULUŞ
1955”li yıllarda büyük oğul Adil Bakangöz (d: Düzce 1935) askerden döndükten sonra, bir dükkan açarak kendi hayvanlarından elde ettikleri sütü ve kendi yaptıkları yoğurdu satmaya karar verirler. Bugün “Düzce Eczanesi”nin bulunduğu Gaziantep Caddesinde, kiralık bir dükkanda esnaflık hayatına adım atarlar. Adil Bakangöz (1935) ve en küçük kardeş Hayri Bakangöz (d: Düzce1950ö: Düzce 07.06.1998) işyerinin başına geçerler… Ortanca kardeş Mustafa Bakangöz (d: Düzce 22.01.1943) ise bir yandan İstanbul Kabataş Lisesinde tahsilini sürdürürken tatil zamanlarında da hem hayvancılıkla hem de dükkan ile ilgilenmektedir. 1959 yılında hısım akrabanın da teşviki ile “ARNAVUT KARDEŞLER-LEZZET KÖFTECİSİ” faaliyetine başlar. Böylelikle süt işini bırakırlar ve DÜZCE KÖFTESİ ile ARNAVUT CİĞERİ’ni efsane haline getirme sürecine girmiş olurlar 10 yıl kiracı olarak Gaziantep Caddesinde bir dükkanda faaliyet gösterdikten sonra 1969 yılında “İstanbul Caddesi, Fethi Okyar Sokak No:6” adresindeki dükkanı satın alarak ilk günkü titizlikle işlerine devam ederler… Bilahire hayvancılık sektöründen çekilirler. O günden bu yana Adil ve Mustafa Bakangöz kardeşler, bilfiil aynı yerde, aynı düzende, lezzet, nefaset ve nezaket ile müşterilerine hizmet etmekte, yaptıkları işi sevmektedirler… Bu zaman içinde Adil Bakangöz’ün dört, Mustafa Bakangöz’ün üç çocuğu olmuştur. Şu anda, Adil Bakangöz’ün oğlu Halis (06.01.1961) ile Mustafa Bakangöz’ün iki üniversite mezunu oğlu (bolu abant izzet baysal üniversitesi işletmecilik bölümü ve anadolu üniversitesi işletme bölümü ) Levent (03.10.1978) de babaları ile birlikte çalışmaktadırlar. 1999 yılı Düzce depreminde ailenin oturduğu evler yıkılmış, Adil Bakangöz’ün eşi hayatını kaybetmiştir. Aile, yoluna onsuz devam etmek zorunda kalmıştır. Mustafa Bakangöz ise 2006 yılında eşiyle birlikte kutsal topraklara giderek hacı olma şerefine nail olmuştur.
DÜKKANIN ÖZELLİĞİ : Bu küçük, sevimli ve otantik dükkanın en büyük özelliği yıllarca istikrarını hiç bozmamış olmasıdır. Buraya gelen müşteriler yıllar geçse de karşılarında aynı insanları görmekte, yemek ve hizmet kalitesinin hiç bozulmadığına şahit olmaktadırlar. Ortam her zaman sıcak ve samimidir. Daha önce dedesi veya babasının yanında gelen çocuklar; şimdi kendi çocuklarını ve torunlarını getirmeye başlamışlardır. 100 yıla yakın bir süredir Düzce’de olan bir ailenin işlettiği dükkanda, Nostalji havası her köşede kendini hissettirir. Mekan salaş bir görüntü sergilese de temizliği ile de ön plana çıkar. İlk görenlerin “burası mı?” diyerek kuşkuyla girip, mutlulukla çıktığı dükkanın içinde 4 tane mermer masa, 20 tabure ve dışarıda da iki masa bulunmaktadır. Özellikle öğle saatlerinde yer bulmakta zorluk çekilmektedir. Anılarla dolu olan bu dükkanın bir özelliği de toplumun her katmanından insanların burayı tercih etmesidir. Başbakanlar, Siyasi Parti Başkanları, Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Yüksek Bürokratlar, Teknokratlar, Gazeteciler, Sanatçılar, Sporcular, işçiler, köylüler, çiftçiler, memurlar hep “Arnavut Kardeşler Lezzet Köftecisi”nin müşterileri arasındadır. Bu masalarda Turgut Özal’dan, Süleyman Demirel’e, Avni Akyol’dan, Necmi Hoşver’e, Ediz Hun’dan, Öztürk Serengil’e binlerce ünlü sima konuk edilmiştir. Yurt dışından gelen ve giden insanlar mutlaka Lezzet köftecisine uğrarlar. Bir müddet önce tavsiye üzerine gelen Japon konuklar olmuştur. Depremden bir yıl kadar sonra Ulusal bazda yayın yapan bir TV kanalı program yapmak için Düzce’ye gelmiş. Sunucu elde mikrofon şöyle demişti: “Herkese sorduk, nerede köfte yenir? diye, herkes burayı gösterdi ve işte lezzet köftecisindeyiz.” “Lezzet Durakları” tarzındaki TV programlarında, Düzce’ye gelindiğinde Arnavut Kardeşler Lezzet Köftecisine mutlaka uğrarlar.
MENÜ : Düzce köftesinin, LEZZET KÖFTECİSİ’ndeki tadı, şatafattan uzak sadeliğinden kaynaklanır. Döş etinden, dışarıdan hiçbir yağ kullanmadan, sadece kendi yağı kullanılır. İçine sadece az miktarda baharat katılır ve ekmek yerine içine uygun miktarda mısır unu katılarak yapılır ve ağızda gerçek et tadı bırakır. Burada köfteden önce ilk başta ARNAVUT CİĞERİ ile yemeğe başlamak adet olmuştur. Arnavut ciğeri, katıksız, hakiki zeytinyağı’nda piştikten sonra soğuk olarak servis edilir. Köfte gibi onunda servis tabağına soğan, ızgarada kızartılmış domates ve sivri biber ilave edilir.
Kuzu butundan yapılmış çöp şiş çok yumuşak ve lezzetlidir. Siyah çekirdekli üzümü, kıyma makinasında çektikten sonra meşe fıçılarda damıtılıp eski tarzda şişelenerek sunulan Şıra ise harika bir içecektir. DÜZCE KÖFTESİ ve ARNAVUT CİĞERİ ile sağlıklı ve leziz bir kombinasyon oluşturmaktadır.
Tabii ki kendi imalatları olan tepsi yoğurt, piyaz ve yemek sonrası kuzinede bir buçuk saatte özenle şerbeti yedirilerek yapılan kaymaklı ekmek kadayıfı ile ev yapımı tel kadayıfı ve tulumba tatlısını da unutmamak gerekir. Etlerde hiçbir suni katkı maddesi kullanılmaz. Birinci sınıf et ve kaliteli bir ustalığın ürünü olan DÜZCE KÖFTESİ ve ARNAVUT CİĞERİ’nin hakikisini yemek için Arnavut Kardeşler LEZZET KÖFTECİSİNE gelmeniz gerekiyor.
ADRESİMİZ
Şerefiye Mahallesi, İstanbul Caddesi, Fethi Okyar Sokak No:6, (İşbankası Karşı Arası) Düzce / Merkez, 811000 (535) 226 24 38